12/30/2010

mercan taşlı kolye

 


Arkadaşım hediyesi olan bu taşları biraz değiştirerek ve biraz da ekleme yaparak bu hale getirdim. Takı yapmaya biraz ara vermiştim. Ama herhalde yeni yılda tekrar birşeyler yapacağım gibi. Ama önce yeni model keşiflerinde bulunmam gerekiyor.
Posted by Picasa

12/27/2010

güzel yorumlarınız için teşekkür ederim...

Sevgili marifetliperi, deniza17,gülbahçesi, Nedret, hobibox ve Neval göndermiş olduğunuz güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Yıllarca masa başı iş hayatından sonra içimde özlemi kalmış olan bu işlerle uğraşmak bana gerçekten çok keyif veriyor. Ama en güzel olanı bunları tanımadığım, dünyanın ve Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki diğer marifetli kişiler ile paylaşabilmek....

12/24/2010

pano çalışması

Kızım panoyu maviye boyadı ve ben de bu güzel kız ve inek resmini üzerine hamur ile çalıştım. Şimdi İrem'in odasına asılmayı bekliyor.
 
Posted by Picasa

masa üstü evrak koymak için..

Merhabalar,

İki haftadır bu evraklık için çalışıyorum atölyede. Once beyaz boyandı sonra çizgi çalışması yapıldı. Bej ve yaldız ile. İşin en çok uğraştıran bölümü idi. Sonra da hem peçete hemde dekopaj resim çalışması ile bu son şekli aldı. Şu anda çalışma masamda karşımda bana bakıyor. Bu çalışmadan o kadar keyif aldım ki anlatamam.


 

 

 

 
Posted by Picasa

xmas message

Dear my friends in abroad,

Wish you all Merry Christmas!


 
Posted by Picasa

12/16/2010

kapı süsler devam

Bir arkadaşım için hazırladığım ve son olarak yaptığım kapı süsü..
 
Posted by Picasa

evdeki yılbaşı hazırlıklarım tüm hızı ile devam ediyor.

Bu cam fener en favori olanım. İçerisinde hazırladığım kurutulmuş yapraklar ve kırmızı yılbaşı çiçeği ile tamamladığım sarı mum var.
 

Bunlarda evin çeşitli köşelerine yerleştirdiğim ufak süslemeler. Bazı resimler biraz karanlık çıkmış ama ne yapalım.
 

 

 
Posted by Picasa

mutfak saati çalışması

Geçen hafta atölye çalışmam bu mutfak saati üzerine idi. Gene yağlı boya eskitme tekniğini kullanarak yaptım. En zor tarafı rakamların tek tek boyanma safhası idi. Ama ortaya güzel bir çalışma çıktı gibi...Yorum sizlerin.

 
Posted by Picasa

12/14/2010

güzel bir güne başlangıç

Herkese merhabalar,

Sizlerle bu sabah erken saatlerde bir aile dostumdan Hamburg'dan gelen bir e-mail'i paylaşmak istedim. Beni o kadar çok duygulandırdı ki anlatamam....


'Merhaba Sanem ben Ayse sitene bayildim ,cok seker olmus . Mutlu limanina benide tanik ettigin icin sana cok tesekkür ederim . Bilmedigim bir sehirde yalniz basina dolasirsin,ve tam gördügün seyler ne kadar güzel olursa olsun ,yorgun düser ve hayati sorgulama hislerin depresir.Ve bir banka oturup.....,Tam o anda basinda biri dikilir, ve sana kocaman gülümser ve sana derin ardic kokulu bir nefes verir ve hayat cok güzel dedirtir .Bu duygulari Yasadim..Muzikler,tartisilmaz yazilarin ve resimlerin firindan yeni cikmis babaanne,kurabiyesi tadinda sicacik.SEVGILER.....kendine böyle davranmaya devam etmen dilegigle.Ayse ilgac.'

12/13/2010

yılbaşı hazırlıkları

Bu sene canım klasik yılbaşı ağacı yerine evin çeşitli bölümlerinde süslemeler yapmak istedi. İlk olarak da yemek bölümündeki camlı kısımdan başladım. Sepeti kendim hazırladım, içerisinde çeşitli yılbaşı süslerim ve yeni aldığım kurutulmuş meyveler var. Bu arada bir tane narı da ben kuruttum. Etrafına keçeden yapılmış süslerimi ve metal süslerimi koydum. Yeşil çiçekli ışığı da etrafına yerleştirdim. Akşam yakınca çok hoş oluyor. Bu aralar aklımı bu meyve kurutma işine taktım. Bakalım bir kaç deneme yapacağım eğer başarılı olursam sizlere de yazarım.( Kırmızı ve beyaz renklı süsleri Zara Home'dan aldım. Çok seviyorum bu mağzayı. Yeşil ışıklı süs ise Tschibo mağzasından.)



 

 

 
Posted by Picasa

yılbaşı hazırlıkları

Bu soğuk ve rüzgarlı havada kapıya bu süsümü astım. İnşallah uçmaz biryerlere.

 
Posted by Picasa

Ankara buz gibi...

Evet Ankara bugün hakikaten hissedilir derecede soğuk. Buna bir de benim diş ağrım eklendi... Aslında kar ve heryerin bembeyaz oluşu çok hoş. Ben de biraz biraz yılbaşı için evimi süslemeye başladım. Bu arda maillerime bakarken Gülse BİRSEL'in bir yazısı ilişti gözüme ve sizlerle paylaşmak istedim.. AVM ve alışveriş çılgınlığı üzerine. Şu andaki Ankara hep AVM dolu hep aynı şeyler, aynı mağzalar ve boşu boşuna vücüdumuza buralarda gezerken aldığımız radyasyon.

Amerika'nın son alışveriş trendi:

Alışveriş yapmamak! Hatta eldeki mallardan da kurtulup, hayatı sadeleştirmek! Kriz sonrası, çalışanlar, gelirlerinin daha büyük bir bölümünü harcamayıp biriktirmeye başlayınca,
ABD'li üreticilerin etekleri tutuşmuş! Şu ara yapılan çoğu tüketici
araştırmaları "Bu adamlar ne satın alırlarsa mutlu olurlar?"la ilgili.
Ortaya çıkmış ki bir servis almak, mal almaktan daha faydalı insan doğasına.
Yani bir ayakkabı yerine kutu oyunu, pahalı bir çanta yerine spor salonu
üyeliği, araba yerine seyahat, ruj yerine sinema bileti, insanları daha
mutlu ediyor! Bir tecrübe satın almak, kişiye daha yoğun ve uzun süreli bir
tatmin sağlıyor. Üstelik 'Mal edinme'nin mutluluk getirmediğini öğrenen
'dünyanın en çok satın alan halkı', kocaman otomobillerini, dört oda bir
salon evlerini, 48 parçalık yemek takımlarını, doğrayan parçalayan
karıştıran onlarca mutfak aletlerini satıp, ayrı bir oda haline gelmiş
gardıroplar dolusu giysilerini fakirlere bağışlayıp hayatlarını
sadeleştiriyor. Bazı aileler 40 metrekare bir evde, dört tabak, dört
bardakla ve işe bisikletle gidip gelerek yaşamanın onları hiç olmadıkları
kadar mesud ettiğini iddia ediyor. Bu esnada biriktirdikleri parayı
yoga derslerine ve tatillere harcıyorlar.

*YÜZ EŞYAYLA YAŞAMAYA DAVET! *
Bir internet sitesi, tüketicileri sadece ve sadece 100 adet kişisel eşyayla
yaşamaya davet ediyor! Yani kıyafet, kozmetik, ayakkabı, kitap, kalem, her
şey toplam 100 parça edecek. Sitenin çağrısı büyük ilgi görüyor ve internet
kullanıcılarından hatırı sayılır sayıda bir grup, kişisel eşyalarını hayır
derneklerine bağışlayıp hayatlarındaki kalabalıktan kurtuluyor. Hikâye,
psikologlara göre şu: İnsanlar, iyi ya da berbat, yaşamlarındaki tüm
değişikliklere çabucak alışıyor ve doğalarında var olan sabit mutluluk
seviyesine bir an önce ulaşmaya çalışıyorlar. Ebeveynlerinden birini
kaybeden bir insanın bir süre sonra eski mutluluk ve neşesine kavuşması da
bu yüzden, yalı alanın birkaç yıl sonra yalıda oturmayı kanıksayıp eskisi
kadar 'mutsuz' olması da! Yani para mutluluk getirmiyor denemez ama parayla
satın alınan mallar mutluluk getirmiyor! Şan dersleri, seyahatler,
piknikler, tiyatro oyunları filansa başka! Farklı tecrübeler hayatı
zenginleştirip memnuniyeti yükseltiyor! Los Angeleslı filmci Roko
Belic dünyayı dolaşıp *Happy *(*Mutlu*) isimli bir belgesel üzerinde
çalışıyor.

*New York Times * gazetesinin haberine göre San Fransisco'nun kalburüstü semtlerinden birindeki evinibırakıp, hayatını tamamen değiştirip, Malibu plajında bir karavana taşınmış!Haftada üç dört gün sörf yapabildiği için şu anda ufacık karavanda çok dahamutlu bir hayat yaşadığını anlatmış.
*SANKİ ALIŞVERİŞ İÇİN YAŞIYORUZ *
Bi de tabi, herkes gider Mersin'e, biz... Şu anda ülkede tam bir AVM
patlaması
yaşanıyor. Buluşmalar, sosyalleşmeler, hafta sonu aile gezmeleri, her tür
eğlence hep alışveriş ve merkezleri etrafında dolanıyor. İndirim
dükkânlarının kapısındaki kuyruk ve izdihamlar da cabası. Geçen gün
haberlerde, yastıkların 1 TL'ye satıldığı bir indirim dükkânında birbirini
ezen kalabalığın arasından bir ev kadını, bağırarak kameralara anlatıyor:
"Ben altı tane kapabildim, iki oğlum var, onlar da ikişer tane aldı, keşke
10 tane daha taşıyabilseydik! Muhtemelen dört kişi olan bu ailenin 20 adet
yastıkla ne yapacağı ise meçhul! Türkler artık mümkün olduğu kadar çok malı,
mümkün olduğu kadar çabuk alıp, evlerine götürmek için yaşıyor! Alışverişe
niyeti olmayan bile vitrin bakıp hayal kuruyor. Konsere gidip keman çalmayı,
müzeye gidip ressam olmayı hayal eden pek az. Hayat amaçlarımız genelde
"Bazı ürünleri edinmek," üzerine kurulu. 70'li yıllarda bir siyah beyaz
televizyon, bir adet buzdolabı, merdaneli çamaşır makinesi ve salonda üzeri
tığ işi örtülü sabit hat telefonu olan her aile kendini son derece zengin ve
konforlu hissederdi. Sonra işler yavaş yavaş değişti. Artık cep telefonu bu
yılın modeli olmayan vatandaşın devlete isyan edesi var. Almaya doyup
'hayatı sadeleştirme' aşamasına ne zaman geliriz, o meçhul.

Gülse BİRSEL

12/07/2010

yeni blog design'ım

Herkese merhabalar,

Felaket bir hafta sonundan sonra nihayet blog'uma dönebildim. Herhalde hanımların en haz etmedikleri iş evlerinde çıkabilecek tadilat olaylarıdır. Evet Cumartesi akşamı mutfağımı sular bastı. Hem de elektrik prizinden sular şarıl şarıl akarak! Ve ben de uyurken. Yani sözün kısası hem ölümden döndük hem de başıma işler açıldı. Neyse artık.. Fayanslar kırıldı. Yeniden sıva yapıldı ama daha iş bitmedi. Buna da şükür çünkü evin her tarafını da basabilirdi sular.

İnanın 'hobibox' Afet Hanım'ın blog'umda yapmış olduğu değişiklikleri bile tam yaşayamadan. Umarım sizlerinde hoşuna gitmiştir. Afet Hanım sizlere bu koşuşturmalı günlerinizde bana da zaman ayırabildiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Ellerinize sağlık tam benim renklerim oldu şimdi.. Eee her işi bilenine bırakmalı değil mi?

Afet Hanım çokkk teşekkürler..

peçetelik

Biraz stencilli, biraz dekopajlı biraz da yağlı boya eskitmeli şirin bir peçetelik....

 


 
Posted by Picasa

12/03/2010

yılbaşı kapı süsleri

Dün hummalı bir çalışma sonucu bu iki kapı süsünü yaptım. Kurutulmuş meyvelerle yaptığım süsler daha hoşuma gidiyor. Aralarına da ufak tefek objeler yerleştirdim.

Unutmayın yorumlarınız benim için çok değerli....

 


 
Posted by Picasa

12/01/2010

Cemil İpekçi çalışmalarından...

 


Tarihimizde ne kadar güzel takıları varmış hatunların!
Posted by Picasa

11/29/2010

yeni müzikler ekledim...

Bugün müzik günüm umarım sizler de beğenirsiniz. Sadece istediğinizi tıklayın ve dinleyin...Blog'un en aşağı kısmında... Aslında buna da bir düzen gerek.

11/27/2010

günün espirili çalışması

Aslında bu yazılı panoyu sevgili arkadaşım İnci'nin mutfağında gördüğümde bundan hemen yapmam gerek dedim. Ben biraz orijinalinde değişiklik yaparak panoyu tüm beyaza boyadım kenarlarına kırmızı ile çatlatma yaptım. Sonra Ece Hanım'ın yardımı ile iç kısmına biraz yağlı boya ile hafif hardal ve kahverengi ile renk verdik. Yazıyı da içine Ece Hanım oturttu ve ufak bir ahçı resmini de dekopaj yapıştırdım. Sonra tekrar mat sprey vernik...



 
Posted by Picasa

dergilik/mutfak tarifleri için kutu çanta

Atölye Beyaz'daki hummalı çalışmalarımdan bir örnek. Ece Hanım ve ekibi bu kutuları özel yaptırıyorlar. Bize de süslemesi düşüyor. Ama galiba bu kutulardan yapan öğrencilerin içerisinde en sade olanı benim ki... Herkes nasıl süslemede ki. Gelip görmeniz gerek anlatmakla olmaz.

Ben kutunun içini acı kahverengi boyadım dşınıda pudra pembesi ile eskitme yapıp puantiye stencil ile beyaz ve kahverengi çalıştım. Sonra da bu fotoğrafı hamurla kabartarak üzerine oturttum. Sonra da bol mat sprey vernik attım.

 


 
Posted by Picasa

yılbaşı için mum çalışmalarım

Bunlar yılbaşı için hazırladığım birkaç mum örneği...

 

 

 
Posted by Picasa

kavanoz çalışması

Evde bulunan kavonuzu önce iyice yıkayıp kuruladım. Sonra bir kat üzerine kapatıcı sürdüm. İyice kuruduktan sonra 2-3 kat dış yüzeyini beyaz cam boyası ile boyadım ve atölyede kopyaladığım resimleri dekopaj kesip yapıştırdım. Üzerine de 4-5 kat mat vernik sprey kullandım. En hoş olanı da 'Englısh Home' mağzasında tanesini 3.90 TL ye aldığım kavanoz kapak başları oldu.




 

 

 

 
Posted by Picasa