1/23/2013

Bereketli mutfaklar niyetine....


Daha mutfağımı yenileyemedim ama yeni dekoratif süsler deniyorum. Kitchen yazısını beyaz ile boyadıktan sonra ince zımpara ile hafif eskittim.  



Sonra üzerine vişne rengi boya ile noktaları gelişi güzel koydum tamamen hareket katsın diye.



Arkalı önlü seçtiğim dekopaj kağıtlarını da cupcakelerin üzerine yapıştırdım. Aslında resimleri çok canlı renklerde seçmemişim ama bu ilk deneme idi. Biraz beyaz boya ile de kenarlara eskitme yaptım.

Tellerle Kitchen yazısı ile birleştirdim.



Blog'umdan Şubat'ın ikinci haftasına kadar ayrı kalacağım, malum yarıyıl tatili başlıyor. Dönüşümde 'Seyehatname' notlarıma süpriz yazılarımı ekleyeceğim. 
Neresi mi? Bu sefer süpriz kalsın. Döndüğümde fotoğraflarımla okursunuz. Ben gezgin ruhlu bir insan olduğum için yol beni nerelere götürüse o tarafa gidiyorum. Herkese bereketli günler diliyorum.
Sevgi ile kalın,

 

1/20/2013

Mor Tepsi

Mor rengi sevmeyen yoktur. Ben de öyle ama kullandığım resme boyayı uydurmak için atölyede Yasemin Hoca ile çok uğraştık renkleri birbirine kattık olmadı tekrar denedik en sonunda en yakın tonu bulduk. Bulduk da Yasemin Hoca'nın midesi benim de başımın ağrısından öldük sonunda. İşte sonuç. Sonra tepsinin dış kenarlarına ' Texture Stucco' rölyef çalıştım. Süslerini de boyadıktan sonra mat sprey vernik ile işi tamamladım.
 Sonra tepsiyi atölyede bıraktım ki yüz kat vernik dökülsün diye. Daha ben kendim hiç yapmadım yüz kat vernik işini. Sanki tüm yapılanı bozabilirim gibi geliyor ama bunu da yapmayı öğreneceğim.
 Tepsinin iç yüzünü biraz daha  açık tonda stencil fırçası ile (ki oldukça kalın bir fırça kullandım) pat pat çalışarak tamamladım. Bu şekilde çalışmak objeye kadife gibi bir doku veriyor. Bana göre hoş duruyor.
 Rölyefleri tamamen kendi doğal renginde bıraktım çünkü seçmiş olduğum resimde bu ton vardı ve epey uyumlu oldu.
Beni ziyaret ettiğiniz için teşekkür eder mutlu  ve bereketli bir hafta dilerim hepinize...

1/19/2013

yaşamımızdaki yeni dengeler

Bugün canım yazı yazmak istedi görselleri sonra koyacağım blog'a.  Lodos havalar beni fena çarpıyor. Kafamı kaldıramıyorum.  Birden yıllar öncesine gittim bugün. Benim için Galatasaray Lisesi'ne gitmek, oradan mezun olmak çok büyük bir rüya idi. Çok çalıştım ama 1 puan ile giremedim Galatasaray Lisesine. O gün çok ağlamıştım ve kendi kendime yurt dışında ünivesiteye gitmeye söz vermiştim. Öyle de oldu.  Bizlere yüklenilmiş bazı sorumluluklar vardı. Üniversite okunacak, iyi bir kariyer, vs vs. Evet bunlar oldu arkasından aile kuruldu. Ama bu süreç o kadar çabuk geçti ki bir baktım benim pilimin bitiyor. Kariyer benim için çok önemliydi ama aile hayatı hele ki çocuklar olunca bu biraz zor yürüyor.







Şimdilerde sakin ve iş hayatından az çok uzaklaşmış bir hayat yaşıyorum. Bazen de soruyorum kendime bu doğru bir karamıydı diye.Ama aileme, ve hobilerime zaman ayırabiliyorum. Bunun için de evrene ve herşeye şükrediyorum. Şimdiler de gezi notlarımı toparlamaya çalışıyorum ve ara ara blog'umda da 'Seyahatname' altında sizlerle paylaşmaya çalışıyorum.  Bazı sevdiğim blogları gezerken benim gibi olan kişilerin büyük şehirlerden daha sakin ve denizkenarı yerlere yerleştikleri dikkatimi çekiyor. Yoğun hayat kariyerlerinde istedikleri yerlere gelip sonra  bu noktadan kendilerini geri çeken ve bambaşka hayatlara yelken açmişlar. Demek ki bu bir denge diye düşünüyorum. Hayatımızı gittkçe sadeleştiriyoruz. Tıpkı  giymediğimiz bir sürü elbise, giyeceklerle dolu dolaplarımızı temizlemek gibi. Hayatımızı da denge ile temizliyoruz ve bunu yaparken evren bize yardım ediyor.



 Herkese mutlu Pazar'lar....



1/09/2013

herkesin bir kutusu vardır

Herkesin kolleksiyonun yaptığı ufak tefek şeyler vardır. Gidilen yerlerden alınan, hatıra olsun diye saklanan irili ufaklı eşyalar. Mesela babam çok seyahat eden bir kişi idi. Her gittiği ülkede kaldığı otellerden (tabii ki izin alarak) kültablası toplardı. Belki bunda o dönemde içtiği sigaraların da payı büyüktü.  

İşte benim kolleksiyonlarım: Çeşit çeşit renk renk teneke şeker kutuları!
 Bu aslında  Noel şeker kutusu ama şekerler bitince şimdi cookie kutusu oldu.
Zencefilli tarçınlı Anna's kukileri.

 
  Bu kutu da karamelli şeker kutusu idi şimdi expresso kahve kutusu oldu.

Fotoğraftan da anlaşıldığı üzere Londra Harrods mağzası yiyecek/içecek bölümden alınmıştı için de çay vardı şimdi TÜRK KAHVESİ konuyor.
Bu kutuları geçen gün okuduğum bir makale sonucu blog'uma koymak istedim. Galiba hepsi bana çocukluğumu hatırlatıyor.
 Hepinize bol köpüklü ve demli çaylı hafta sonları diliyorum.

yılbaşı sofrasından ufak bir ayrıntı...