Her ne kadar zorunlulukları ve sorumlulukları birbirine karıştırıyorsam da,
aslında sorumluluk olarak algıladığım birçok şeyin,
bilinçaltıma çocukluğumdan beri yerleşmiş inançlar olduğunu kabul etmeyi seçiyorum.
Hipnozlarımı sorumluluk olarak algılamaya son veriyorum.
Aslında hiçbir şekilde sorumlu olmadığım şeyleri bile benim sorumluluğummuş gibi algılayarak
kendime sıkıntı yarattığımın farkındayım.
Kendimi sorumlu hissettiğim şeyler, çoğu zaman gereksiz yüklerdir.
Sorumlu olduğumu sandığım şeyleri yeniden değerlendirmeyi seçiyorum.
Bir yükü sırtımda taşımak sorumluluk değildir.
Bunu sorumluluğummuş gibi algıladığımı fark ediyorum ve bunlardan özgürleşmeyi seçiyorum.
7/30/2010
7/27/2010
galvaniz saksı nasıl yapıldı...
Evet gene mistik duygular ile ilgili yazı yazarken saksıyı nasıl yaptığımı yazmayı unuttum.
Galvaniz saksıları iyice sabunlu su ile yıkadım ve kuruttum. Sonra üzerini 'Fokart' marka 4019 fresh follage renk cam boyası ile boyadım. Bir kumaş parçasına azıcık döktüğüm beyaz boya ile de üzerine bastırarak şekil verdim ve kurumaya bıraktım. Küçük resim objelerimi kesip Royal Coat ile saksılara yapıştırdım ve üzerlerinden iki kat daha Royal Coat geçtim. Sonra da mat sprey vernik ile iki üç defa vernikledim. Tüm bu malzemelerimi resimlerimi tabii ki sevgi enerjisi aldığım Atölye Beyaz'dan dün toplamıştım...
Galvaniz saksıları iyice sabunlu su ile yıkadım ve kuruttum. Sonra üzerini 'Fokart' marka 4019 fresh follage renk cam boyası ile boyadım. Bir kumaş parçasına azıcık döktüğüm beyaz boya ile de üzerine bastırarak şekil verdim ve kurumaya bıraktım. Küçük resim objelerimi kesip Royal Coat ile saksılara yapıştırdım ve üzerlerinden iki kat daha Royal Coat geçtim. Sonra da mat sprey vernik ile iki üç defa vernikledim. Tüm bu malzemelerimi resimlerimi tabii ki sevgi enerjisi aldığım Atölye Beyaz'dan dün toplamıştım...
galvaniz saksı çalışması
Çevremizde her şey enerjidir. Ne var ki; hepsinin türü farklıdır. İşte bu yüzden bazı yerler enerjiyi diğer yerlerden daha fazla artırır. Dikkatinizi çevreye yöneltin. Enerji ile dolmaya başlayınca, çevrenizdekilerin nasıl göründüklerine bakın. Eşsiz güzellikleri özümseyin. Bitkilerin işimaya başladığını düşünün. Nefes alın ve enerjiyi içinize çekin. Bu noktada hissetiğiniz sevgi. Bunun için kendinizi zorlamaya hiç gerek yok, o kendiliğinden ortaya çıkar. Güzelliklerini, eşsizliklerini takdir edince enerji alıyorsunuz hisleriniz sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak enerjinizi geri veriyorsunuz. Bu gerçekten mistik bir deneyimdir ve bunu kısacık bir anda yakalayabilirsiniz....
7/23/2010
gümüş çilekli Quartz taşlı kolye
7/22/2010
kısa notlar
Merhabalar,
Nihayet blog'umdaki mesaj problemini çözdük ve artık gönderilen yorumlara cevap yazabiliyorum ve de en önemlisi ben de artık yorumlarımı gönderebiliyorum.
Bu aralar Atölye çalışmalarıma ve takılara ara vermiş durumdayım. Yarın atölyeye uğrayıp yeni bir şeyler keşfetmem gerek bakalım neler yapacağım..
Bu aradan yararlanarak ben de kendimi biraz okumaya ve Reiki çalışmalarına verdim. Çok yeni Tibet'in Gençlik Pınarı' 5 hareketine başladım ve kendimi şimdiden iyi hissediyorum... Tavsiye ederim. Ayrıca ılık bir duşunda herşeye iyi geldiğini düşünüyorum.
sevgi ile kalın...
7/13/2010
küpeler
7/12/2010
uzun bir aradan sonra tekrar merhaba
Tekrar herkese merhabalar,
Evet 15 gündür İstanbul'da olmam sebebi ile herşeye biraz ara vermiştim. Ailemin orada olması sebebi ile sık sık İstanbul yolu gözüküyor bana. ÖZellikle anne ve babalar yaşları ilerleyince bizlere daha çok ihityaç duyuyorlar.
Bu sefer gene takılar için malzemeler yeni objeler topladım. Resimler çektim. Hepsini yavaş yavaş bloguma yerleştireceğim.
Eskinin güzel Kadıköy'ünde girmediğim dükkan kalmadı. Caferağa'da nostalji yaptım çok yakın bir arkadaşımla... Ermeni Kilisesi'nin oradan başladık, havlucular, takı malzemeleri satan yerler, aktarlar ve güzel Antakya yemekleri yapan 'ÇİYA' da bir nefes alarak gezdik ve en sonunda da Hacı Bekir'den babama akide şekeri alarak turu tamamladık....
Tüm karışıklığına ve de kalabalığına rağmen İstanbul gene de çok güzel....
Evet 15 gündür İstanbul'da olmam sebebi ile herşeye biraz ara vermiştim. Ailemin orada olması sebebi ile sık sık İstanbul yolu gözüküyor bana. ÖZellikle anne ve babalar yaşları ilerleyince bizlere daha çok ihityaç duyuyorlar.
Bu sefer gene takılar için malzemeler yeni objeler topladım. Resimler çektim. Hepsini yavaş yavaş bloguma yerleştireceğim.
Eskinin güzel Kadıköy'ünde girmediğim dükkan kalmadı. Caferağa'da nostalji yaptım çok yakın bir arkadaşımla... Ermeni Kilisesi'nin oradan başladık, havlucular, takı malzemeleri satan yerler, aktarlar ve güzel Antakya yemekleri yapan 'ÇİYA' da bir nefes alarak gezdik ve en sonunda da Hacı Bekir'den babama akide şekeri alarak turu tamamladık....
Tüm karışıklığına ve de kalabalığına rağmen İstanbul gene de çok güzel....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)